Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Nisan 2010 Cumartesi

Festival geldi geçti, darısı seneye.....

Bu yıl da nasibimizi aldık Istanbul film festivalinden az ya da çok ,

darısı seneye! :)

Çok iyi filmler vardı, çok soyut olanlar olduğu kadar çok sıradan bir konuyu mukemmel işleyerek sunanlar da! İşte onlardan biri Matmazel Chambon idi. Konu basit- evli bir erkeğin eşini başka bir bayanla aldatması:-)

Oyle demeyin hemen, film çok içerikliyidi! konuyu duygusal yonunden, kişilerin beklentileri, özlemleri, arayışları yönünden ele almıştı...

Bir erkek arkadaşımla gittiğim bu fılmde onun çıkardığı 2 sonucu paylaşacağım sizlerle,


bu filmdekı erkeğin yaptığı 1 doğru 1 de yanlış şey var

1 - Bir erkek sex den sonra asla konuşmamalı çunku saçmalar! (bu yorumu hak eden sahne şöyledır - erkek eşini aldattığı kadınla birlikte olur ve sonrasında kadın nereye giderse o da onunla gitmek istediğini söyler :))

2 - Eşini aldatan erkek, karısı '' neyın var?'' diye sorduğu zaman sessiz kalmalıdır! ( bu yorumun gittiği sahne ise şöyle - erkek gunlerdır ruh gibi yaşar, aklı fikri diğer kadındadır, eşi erkeği sert bir dille sorgular ve neyın var senın dediğinde erkek bir sure sessız kalır ve yok bir şey, merak etme iyiyim der :):))


Kısa bir dipnot -- Bu filmdeki oyunculuğu ile Sandrine Kiberlain ( erkeğin eşini aldattığı kadın)Juri özel ödülü aldı....


UYANIN ARTIIIK!


Nedendir bilinmez erkeler kadınların tamamının sosyal/ kültürel gelişimden uzak, eğitimsel olarak kesinlikle onlarla yarışamayacak kadar sıradan (neredeyse aptal!), sadece cinsellik konusunda fonksiyonel olduklarına ınanıyor,

noooooluyoruz????????????

bu işin kadını erkeği mi var, meraklı, eğitimli, gelişime açık biri olup olmamanla ilgili olarak kadın ya da erkek hem sosyal hem de kültürel yonu güçlü yada zayıf olabılırsın, eğer ilgili değilsen aptal muamelesı gosterilmesi de ayrıca saçma bir sonuç!!


niye mi kızdım gene?? anlatıyorum :)


son donemde tanıştığım bir grup arkadaş ile bir doğum günü partisinde bir araya geldik, muhabbet muhabbeti açtı, sonunda dunya nüfusu ile ilgili bir konuda biri nüfüsun 5 milyar olduğunu soyledi, ben de ''5 milyar olduğundan eminmisin? '' diye sorunca başka bir tanesi '' Daha mı az buluyorsun?'' tarzı bir soru yonellti

''Hayır, aslında 5 milyarın çok ustu olmalı ,Çin aldı başını gitti '' dedim...

Soruyu soran arkadaş şöyle bir tepki gösterdı,

''bir an senın dünya nüfusu 1 milyar değilmiydi tarzı yorumları olan kızlardan sandım '' dedi....

Buyrun buradan yakın!!

şimdi ıkı konu var,

1 - kadınlar da dunya nüfusu ile erkekler kadar ilgili olabilir (kaldı ki erkekelerın de pek bir şey bildiği soylenemez) bunun için şaşırmak niye??

2 - Dünya nüfusunun 1 milyar olduğunu düşünen kadın da aptal olarak kabul edılemez. Oyle olsaydı butun Amerıkalıların aptal olması gerekırdı :):)

bu arada 2009 yıulı dunya nüfusunu veriyorum ---- 6 MILYAR 810 MILYON Hehehehehehhe:)


Bunun başka komık bir örneğini de yaşadım,onu da anlatmadan geçemiycem,

Hollandalı Bir arkadaşımın Turk kadınlarının genel kültürü hakkında pek de pozitif olmayan düşüncelerı varmış belli ki , yeni tanıştığımız bir donem de şakayla karışık ülke başkentlerını sormuştu, ben doğru cevap verdikçe de şaşarıması ve daha zor ulke başkentlerı sormaya yonelmesı de ayrı bir komedi idi ...

Biliyoruz Hollandalı sevgili dunya insanları kendilerıne çok guvenırler ama bu kadar basıt konularla genel kültür ölçme yoluna da gitmemek lazım :):)


Buradan vardığım sonuç şudur ki

erkekler zeki kadınla baş emeyeceğini düşüne düşüne kendine bu formatın dışında kaldığını düşündüğü kategoriyi seçmiş yıllarca

sonradan sonraya da sıkılmış, şimdi de kadının zekisini bulmaya çalışıyor kendınce geliştirdiği sınama yontemlerı ile.

Daha neler göreceğiz bakalım.....


14 Nisan 2010 Çarşamba

UNFAITFUL....


Eliiif, sana bugun anlatmaya çalıştığım filmin adını buldum sonunda , UNFAITFUL! gördüğüm en iyi aldatma uzerine çekilmiş film olur kendileri...
Oliver Martinez var diye değil, hele hele Richard Gere var diye hiç değil :)
oyunculuk mukemmel her bir birey için ..

CITY'S DE FILM GOSTERIMI DE NE OLUYOR?

Yazmadan da edemiyeceğim, film festivali bu sene City's de de yer alıyor ,ama nıye ??
ben hep taksim sinemaları ıle Istanbul film festıvalını ozdeşletirmişimdir, katılımcıları, seyırcılerı, takıp eden kitle Taksim de super bir mozaik oluşturur bence her seferınde,
O yüzden City's adını goruncescınema listelerınde bozuldum hatta,
ne anlamı var şimdi boyle halkla iç içe olan bir festivali burjuva havasına sokmanın? belkı benım kuruntum ama yine de orada hiç bir film izlemeyeceğim bana çok yakın olmasına rağmen, yine koştur koştur Taksim deki gosterımlere yetişmeye çalışacağım:)

FİLM FESTİVALI NASIL GIDIYOR?

29.uluslarası fılm festivalını kıyısından köşesinden yakalamaya çalışıyorum, maden tümüne gidemıyorum bari ne var ne yok bakayım dedim, neden butun gosterımler gunduz anlamadım kı,i bu çalışan kesım nasibini almasın mı yanı festivalden? :(:(
neyse oole hemen pes etmedim tabı kı , Altın lale ye aday yabancı bir film ile başladım , FACE...
Yonetmen koltuğunda Min Liang adlı bir Tayvan.lı oturuyor,
film ne uzerıne bilmıyorum, ızlemedın mi diyeceksınız, izledım izlemesıne ama , okuduğum kısa bir ıkı cumlede bahseden noktaların hiç birinin farkına varamadım , muzeyı tanıdım işte en kötü :):)
21:30pm de başlayan film 24:00 da hala devam ederken pes edip eve gitmeye karar verdim.......

Olsun, film festivalinden bir şeyler yakaladım mı yakaladım :-)
yarı nda daha anlaşılır bir film seçtim, Matmazel Chambon - konu ''ilk görüşte aşk'' :))
anladıklarımı yarından sonra aktarcam artık ......

11 Nisan 2010 Pazar

I love ''Big Bang Theory''











Son dönemlerin en iyi komedi dizisi olarka görüyorum Bi Bang theory'i, ve espirileri de çok zekice!! :-)

BCC nedır?

BCC henuz maillerin varolmadığı zamandan gelen bir terimin kısa yazılışıdır.
'' blind carbon copy'' !!
BCC de yazılan adresler kimse tarafından görülmez:-)

Mexico - Teotihuacan (wich means "the place where men become gods")